Seçmen başka, Akçakoca seçmeni başkadır.
İlçesine başkan, beldesine meclis, mahallesine muhtar seçecekse, yani seçeceği kendi içinse, bambaşkadır.
Siyaset felsefesi, toplum sosyoloji vız gelir, tırıs gider.
Tabii ki, genel konjonktürden etkilenir; tabii ki, merkezi hükümeti hesap eder.
Ambardaki fındığa da bakar, cebindeki paraya da.
Amma velakin, konu kendisinin, çocuklarının, torunlarının geleceği olduğunda akan sular durur.
Bu bazen imar değişikliği, bazen yolun genişliği, bazen bizden olma, bazen çocuğuna iş bulma olabilir.
Bazen, partisine nefer olma, davasına bir tuğla koyma, gelecekle ilgili bir proje de olabilir.
Ne olursa olsun, Akçakoca’da herkes kendi için, kendine oy kullanır.
Hiç kimsenin iki oyu yoktur.
Hiç kimse biri istedi diye diğerine oy vermez.
Kimse oturduğu yerden havalanıp, kuru sıkı atmasın!
Güya herşeyi bildiğine, kendisini herkesin dinlediğine, ne derse olduğuna, ne isterse oldurduğuna inanmayın.
Önce bir bakın, çocuğuna sözü geçiyor mu; bir sorun, eşi kendine inanıyor mu?
Aman, bazı dostlar alınmasın; tabii ki istisnalar var.
Demem o ki, Akçakocalı gönlüne girmeyenin düşüncesine destek olmaz; fikrine, yani kendi menfaatine uygun olmayana oy vermez.
Hele bir de günün birinde gönlünü kırdaysanız, menfaatine dokunduysanız, hayalini yok ettiyseniz, ağzınızla kuş tutsanız, “Ah yazık, eli yokmuş!” der.
Eeee, o zaman nasıl olacak; bu kadar aday neye göre oy alacak?
Benim bildiğim bir şey var, o da başarı ekip işidir.
Başkan meclisiyle, muhtar azalarıyla birlikte değer görür.
Aday, siyasi teşkilatla, teşkilat bütünlüğü ile yol alır.
Yola çıkanlar, geçmiş icraatları ile yorumlanır, hayattaki başarıları ile konuşulur.
Kısacası ekipte olmak, aynı hedef için, asgari müştereklerde birleşen, mütedeyyin insanlardan olmaktır.
Derdi millet, hedefi kazanmak olmalıdır.
İşte bu insanların itibarı, gönüllerde ne kadar yer etmişse, sandıktan o kadar destek çıkar.
Çünkü seçim, seçim takviminde, yasal propaganda döneminde kazanılmaz.
Kişiliğiniz, haksızlık karşısında duruşunuz, topluma sağladığınız fayda, iş görme kabiliyetiniz önemlidir.
Seçim, bir önceki seçimle şimdiki seçim arasında yaşananlar ile kazanılır.
Çünkü, buğday eken buğday, rüzgar eken ise fırtına biçer.
Bu arada küçük bir tavsiye:
Aman laf cambazlarına dikkat edelim!
Millet gibi, devlet gibi, gelecek gibi, Allah gibi dertleri olmayanlar, şeytanın uşaklığını yapmaya devam edecekler.
Onların derdi, fitne fesat çıkarmak, yalan dolan fikirlerle kafaları karıştırmaktır.
En büyük hazları, kargaşa ortamında birbirine giren insanları gördükçe keh keh gülmek olan bu ruh hastalarına dikkat edelim!
Onların kaybedecekleri hiçbir şeyleri yok.
Ama bu toplum biziz, bu millet biziz, gelecek hepimizindir!
Öyle üç beş kendi bilmez laf cambazına fırsat vermeyelim!
Rabbim tüm insanlığı şeytanın şerrinden, şeytanlaşmış insanlardan korusun.
Bir de kendini bulunmaz hint kumaşı sananlar var ki, sorsanız Akçakoca’yı onlar yönetiyor.
“Hep ben biliyorum.” derler ama, kendi kuşaklarından başka kimseyle oturup konuşamazlar.
Oysa, x kuşağı da, y kuşağı da, hatta z kuşağı da, kargadan başka kuş, internetten başka gelecek tanımazlar..
Seçimin sonucunu, seçmenin % 30’unu oluşturan, anlık karar veren bu gençler belirleyecektir.
Kalın sağlıcakla…
News
