VELHASIL 16 NİSAN
Yaklaşık altı yedi aydır, halk oylaması ile yatıyor referandum ile kalkıyoruz. Yolda, işte, evde, televizyonlar da, salonlar da, meydanlar da. Dinledik, konuştuk, tartıştık, inceledik, yorumladık, yazdık.
Artık hemen hemen herkes kararını verdi. Şimdi taraftarlığı şenliğe dönüştürme zamanı geldi. Ben kararımı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ki oylamalar sırasında, her bir maddeyi gerekçeleriyle birlikte inceleyerek verdim.
Halk oylamasına sunulan anayasa değişiklik paketindeki; bağımsız ama tarafsız olmayan yargının, hukuki eziyet çektirdiği bu ülkede, yargının bağımsız ve tarafsız olması, adaletin hak ve hukuku gözetmesi benim için herşeye bedeldi.
15 Temmuz kanlı darbe girişimini önleyen gençlere seçilme hakkı verilmesi takdire şayan dı. Düdük çalınca yatıp, düdük çalınca kalkan kuşağın çocukları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği gençler TBMM’de olmayacak da, nerede olacaktı.
Mevcut parlamenter sistem de yıllarca hükümet seçtiğini zanneden millet, kendi isteği dışında kurulan hükümetlere katlanmak zorunda kaldı. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin ise, 5 yıllığına hükümet seçme yetkisi de millette olmalıydı. Böylece seçilen hükümet halkın isteği dışında düşürülememeli, siyasi istikrar ekonomik istikrarı güçlendirmelidir.
Ak Partiden önceki dönemlerde, millet iradesi üzerinde vesayet kuran güçler, sabırsızlıkla bekliyor. Yol kazası olarak gördükleri Ak Partinin dağılmasını, Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesini umuyorlar. Onlar amaçlarına ulaşamadan artık herşey geride kalmalı.
Türkiye Cumhuriyeti milleti ile bütünleşmiş bir ülke olmalıdır. Çoğulcu çağdaş demokrasi, güçler ayrılığı üzerine kuruludur. Öyleyse yasama yürütmeden, yürütme yargıdan, yargı yasamadan bağımsız olmalıdır. Demokrasi partisiz, parti fikirsiz olmaz.
Cumhurbaşkanı siyasi görüşü ile, partisiyle beraber seçilerek, alternatifi muhalefet olmalı, böylece demokrasi ye güç katmalıdır. Ülkemiz ne çektiyse, çift başlı yönetim sisteminden beslenen üst düzey bürokrasinin engellemelerinden çekti.
Artık hiç kimse millet iradesinden halkın tercihlerinden üstün olmamalıdır. Bu paket sorumsuz ve yargılanamaz bir Cumhurbaşkanlığı sisteminden soruşturulabilir ve yargılanabilir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi öneriyor.
Yeni sistem yapısı gereği demokrasiyi güçlendirecek, karşılıklı seçime gitme yetkisiyle fren mekanizması ile uzlaşma kültürünü geliştirecektir. Olağanüstü hal meclis onayı ile uygulanacak, sıkıyönetim uygulaması tamamen ortadan kalkacaktır.
Askeri yargının kaldırılması ile yargıda çift başlılık yok olacak, Türk milleti adına karar veren, milletin evlatlarından oluşan yargı kurumlarında, idari işlemleri yürüten HSK milletin tercihleri doğrultusunda seçilecektir.
Toplumun müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere toplanan vergilerle uygulanacak olan bütçenin, etkili verimli ve yerinde kullanılması ve sonuçlarının denetlenmesi olmazsa olmazdır.
Bu paket bütçeyi teklif etmeyi ve uygulamayı Cumhurbaşkanı’na vermesine rağmen, onaylamayı ve denetlemeyi, temsilde adalet adına seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, yani milletvekillerine vermektedir.
TBMM tarafından onaylanmayan bütçe yürürlüğe girmeyecektir. Hızlı karar verebilmek, hizmeti aksatmadan üretebilmek adına çıkarılacak kararnameler parlamento ve yargı denetiminde uygulanacaktır.
Velhasıl Bu anayasa değişikliği halk oylaması EVET ile sonuçlanırsa, yapılacak ilk seçimde, bu aziz millet ilk defa kendini yönetecek başkanını kendi seçecektir.
Ülkemizin istiklali, milletimizin istikbali için; Çoğulcu demokrasi, güçlü parlamento için; Erdoğan için değil, her doğan için; Ekonomisi güçlü, lider ülke için; EVET Kararım EVET, kararımız EVET, ya sizin kararınız ?
News
