Akçakoca’nın tarihi yapılarını korumakla mükellef çok sayıda grupsunuz.
Bir asırlık su deposunu korumak yerine yıktınız, yıkımına göz yumdunuz, seyrettiniz.
Belediye’nin ben bilirim, bildiğimi yaparım tutumuna karşı hiç biriniz ses çıkartmadınız.
‘Bu su deposu tarihi bir yapıdır, gözbebeğimizdir, çocukluk anılarımızda yeri olan bir kuledir, bunu yıkmak yerine, başka bir biçimde değerlendirsek olmaz mı’ demediniz.
Soru bile sormadınız. Göz göre göre bir tarih, günlerce süren hazırlık çalışmalarının ardından yerle bir edildiğinde aranızdan bazıları, ‘böyle olmasaydı acaba daha mı iyi oldurdu’ demeye başladınız.
70 yaşında bir su deposu, ilçenin en yüksek yapılarından biri, bu memlekete yıllarca hizmet etmiş bir anıt beton sizin umarsız bakışlarınız, itiraz etmeyen kabullenişleriniz ve yaşadığınız kente karşı sorumsuzluğunuz yüzünden paramparça edilerek tarihin derinliklerine gömüldü.
Ağaçlar kesildiğinde görmeyen, beton döküldüğünde duymayan, kaldırımlar araç işgaline uğradığında yollarda yürümek zorunda kalmamıza rağmen çıtımızı çıkartmayan bizler, kedinin köpeğin zehirlendiği durumlarda bu işin arkasında ne var diye sorma zahmetine katlanmayan bizler… O tarihi yapıya nasıl sahip çıkacaktık ki.
Birazcık düşünelim… O su deposunu, o yüksek binayı, o her tarafa hakim bir yüksekliğe sahip kuleyi turizme kazandırsaydık ne olurdu.
O yapıyı biraz güzelleştirip ‘seyir kulesine’ dönüştürseydik de ilçeye gelen ziyaretçilerin kenti yüksek bir noktadan ve 360 derece ile izlemelerini sağlasaydık.
Kulenin etrafındaki Belediye’ye ait yeşil alana bir Türkmen Çadırı, ya da Osmanlı Otağı kursaydık. Tarihi Mahalle pazarının konseptine entegre bir hâle getirseydik.
Daha çok turist çeksek, daha çok para kazansak, daha çok tanınsaydık iyi olmaz mıydı.
Biz ne yaptık, aceleyle alınmış bir kararı sorgulamak yerine, başka bir çözüm mümkün mü değil mi araştırmak yerine, en kestirme olan yolu tercih ettik; yıktık!
Belediyenin, ilçede yaşayanların fikirlerine danışarak kentsel dönüşümleri hayata geçirme yanlısı olmadığını biliyoruz.
Belediye yöneticilerinin tercihleri bu yönde olabilir.
Fakat sivil toplum kesimleri, dernekler, odalar, çevre ve hayvan hakları savunucuları, doğa aktivistleri… Sizler de mi tarihi su deposunun yıkılmasından yanaydınız?
Hele de Turizm ve Tanıtma Derneğinin hırslı yöneticileri… Seçimlere hazırlandığınız günlerde rakiplerinize karşı verdiğiniz kıyasıya mücadelenin binde birine sahip olamadınız bu yıkımda.
O su deposu ve etrafına yapılacak olanların turizme hizmet edeceğini düşünemediniz mi yoksa.
Seçildiğiniz günden beri dişe dokunur bir faaliyet yürütmeden bugünlere geldiniz, suya sabuna dokunmadan da bırakıp gideceksiniz anlaşılan. Turizm adına bir hassasiyetiniz yoksa, ilçe halkının size bağladığı ümitleri neden heba ettiniz?
O su deposunun altında sadece molozlar ve demir yığınları değil, ilçemiz adına size verilen şans da kaldı biliyor musunuz. Sessiz film oynamıyorsak, bırakın artık şu derneği.
Memleketini seven ve onun yaşadığı sorunlara duyarlı olan insanlara da yaşadığı ilçeye hizmet etme şansını sağlamış olalım.
News
