Cumhur halk demektir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ise, halkın seçtiği halkın başkanı ile halkın müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılayarak devleti yönetmek anlamına gelmektedir.
Yani HALKIN BAŞKANLIĞI sistemi, bilimin tespit etttiği en demokratik yönetim şeklidir.
Çünkü halk yanlışta ittifak etmez.
İkibinikiyüz yıllık idari devlet geleneği olan Türk milleti asla hataya düşmez.
Mutlaka kendini yönetecek feraset sahibi bir lideri bulur ve çıkarır.
Dolayısıyla yerelde de aynı sistemin uygulanması gerekmektedir.
Onun içindir ki, seçime kadar yapılacak düzenlemeler ile, belediyelerdeki üst düzey yöneticiler, Cumhurbaşkanlığı’nda olduğu gibi başkanla göreve gelecek ve başkanla gidecekler.
Bu düzenlemeler seçimden önce mi yapılır, seçimden sonra mı bilemem.
Ancak yeni dönemin bu sisteme uygun olacağından şüphem yok.
Daha önce gündeme gelen bütün şehir uygulamasında başkan ve meclisi seçim yasası ile doğrudan ilişkili olduğu için, anayasa gereği bir yıldan önceki seçimlerde uygulanamamaktadır.
Seçime yedi ay kaldığına göre böyle bir değişiklik ancak anayasa değişikliği ile olur.
O da iktidar ve muhalefetin anlaşarak, birlikte hareket etmeleriyle mümkündür.
Kırsalda etkin olamayan muhalefetin, böyle bir uygulamaya onay vermesi de olası görünmüyor.
Ancak uzmanlar, seçimle doğrudan ilişkisi olmayan idari uygulamaların, başkanlık sistemine uygun yapısal kanun düzenlemeleriyle yapılabileceğini söylüyor.
Bu uygulamalar seçim öncesi yasalaşırsa, belediye başkanı adaylarından kim seçilirse seçilsin, ilk yapacağı iş üst düzey yöneticilerini yeniden atamak olacaktır.
Bunun için, belediyelerdeki üst düzey mevcut bürokratlar, seçimlerde aleni taraf tutma ihtiyacı hissedip, halkın kendileri hakkında ne düşündüklerini merak ederler mi bilemem.
Çünkü, başkanın önüne bürokratik engel koyanlar, başkan ile uyum sağlayamayanlar görevden alınıp yerlerine, dışardan, lisans mezunu, mesleğini en az 10 yıl fiilen yapmış olduğunu belgeleyen herhangi bir kişi atanabilecek.
Böyle durumlarda, “Belediye başkanı kim olursa olsun, ben keyfime bakarım!” diyen üst düzey yöneticilerin hukuki durumu ne olacak bilemiyorum.
Yapılacak düzenlemelerle mutlaka bir çözüm yolu bulunacaktır.
Amiri oldukları personel ile aynı seviyede çalışmayı tercih edemeyenler, gidecek yer de bulamayınca, emekliliği tercih ederler diye düşünüyorum.
Böylece, seçilen belediye başkanları için çalışmak zorunda kaldıkları, sırtını 657’ye dayamış, kendini bulunmaz hint kumaşı zanneden personel engeli ortadan kalkmış olacaktır.
Buradaki amaç, hizmetin verimli, etkili ve yerinde uygulanabilmesini sağlamaktır.
Bu uygulama aynı zamanda ekip halinde çalışmayı da gerektirmekdedir.
Yetkin bir ekibin başındaki, uzağı görüp, olayları kontrol altına alabilme ferasetine sahip bir başkanın önünde hiç bir engel duramayacaktır.
Önemli olan ise, bu vizyona sahip adayların başkan seçilmesini sağlamaktır.
Bu da toplumun içinde, adaletine güvenilen, yönetme kabiliyeti yüksek, liyakatlı insanların aday gösterilmesi ile mümkün olabilecektir.
Kalın sağlıcakla…
News
